İSTANBUL SÜLEYMANİYE CAMİİ’NİN AKIL ALMAZ SIRLARI
Mimar Sinan’ın muhteşem eseri Süleymaniye Camii. Mimar Sinan’ın büyük sırlarla dolu eseri. Caminin İstanbul’un neresine inşaa edileceğini Peygamberimiz’in göstermiş olduğunu biliyor muydunuz. Caminin minaresinde bulunan ve elmaslardan oluşan büyük bir minareden, salonunda asılı devekuşu yumurtalarına kadar Hz. Süleyman Peygamberin intikamını almak için inşa edilen Süleymaniye Camii’nin akıl almaz sırları…

1558 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a yaptırdığı bu eşsiz eserin muhteşem hikayesini anlatalım. 957 yılında Kudüs’te Hz Süleyman tarafından yaptırılan devasa bir mabet dünya üzerinde dönemin en görkemli yapısı olma şerefine erişmiştir. Günümüzde Yahudiler bu duvarın Süleyman mabedinden geriye kalan tek şey olduğuna inanarak onun önünde ibadet ediyorlar. Süleyman Mabedi öylesine görkemliydi ki önü tüm dünyaya yayılmıştı. Yüzlerce yıl boyunca hiçbir dünya lideri böylesi bir yapı ortaya çıkartamamıştı. Aradan 1600 yıl kadar bir zaman geçti ve Bizans İmparatoru justinianus kafayı Süleyman mabedine takmıştı. Öyle bir bina inşa ettirmeliydi ki Süleyman mabedinin geçmişten gelen şöhretini gölgede bırakmalıydı. Justinianus devrin tüm imkanlarını kullandı ve bir imparatorluk simgesi olarak 532 yılında Ayasofya’nın inşasını başlattı.
İstanbul’un tarihi yarımadası’ndaki Eskişehir merkezine yapılan Ayasofya milattan sonra 537 yılında tamamlanarak açıldı ve o gün justinianus muhteşem ayasofya’nın içine adımını attı sonrasında sesini yükseltip Hz Süleyman Peygamberi kastederek şöyle haykırdı “Ey Süleyman seni geçtim”. justinianus’un inşa ettirdiği Ayasofya Süleyman mabedinin ihtişamını geride bırakmıştı ve Bizans İmparatoru Hz Süleyman’a karşı adeta bir zafer kazanmış edasıyla ortaya çıkardığı bu eserle böbürleniyordu.
Justinianus’un Hz Süleyman’a karşı bu meydan okuması dönemin Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a oldukça dokunmuş olmalı ki Hazreti Süleyman’ın intikamını almalıyım diye düşündü. Öyle bir bina inşa etmeliyim ki Justinianusun zaferini gölgelesin dedi kendi kendine. Ve eşsiz bir cami yaptırmaya karar verdi.
Süleymaniye Camii’nin Akıl almaz Sırları- Yerini Peygamberimiz Gösteriyor
Kanuni nasıl bir cami yaptırmalıydı da bir yandan justinyanus haddini bildirecek diğer yandan ise Osmanlı’nın sadece savaşmayı bilen insanlar olmadığını kanıtlayacak diye düşünürken o akşam Uykuya daldığında hiç beklemediği bir şey gerçekleşti. Kanuni rüyasına Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV) girdi ve ona bu camiyi İstanbul’un neresine yaptırması gerektiğinin talimatlarını verdi. Ayrıca bununla da kalmayıp caminin minberi şuraya mihrabı şuraya kürsüyü de şuraya yapınız diye de buyurdu. Bildiğiniz üzere Peygamberimiz beni her kim rüyasında görürse gerçekten görmüş demektir diye buyurmuştur . Sabah uyandığında Kanuni’nin içi içine sığmıyordu gözyaşları içinde şükürler olsun Allah’ım dedi ve sabah namazını kıldığı gibi Hz Muhammed (SAV) işaret ettiği yere gitti. Mimar Sinan’a da orada buluşmak üzere haber yollatmıştı ikisi bir araya geldiklerinde Kanuni büyük teklifini Mimar Sinan’a sundu. Kanuni Süleyman Sinan’a “Ey Sinan tam bulunduğumuz noktaya bir cami yaptırmak istiyorum”. Sinan “Sultanım dedi. Camiyi yaparken minderi şuraya mihrabı şuraya kürsüsünü de şuraya yaparız” dedi. Kanuni duydukları karşısında şok olmuştu adeta Mimar Sinan tam da Peygamber Efendimizin kanuniye buyurduklarını söylemişti ama nasıl olurdu. Sen nereden biliyorsun tüm bunları diye sordu .Mimar Sinan yüzünde heyecanlı bir tebessümle cevap verdi. Sultanım dün gece rüyanızda Peygamber Efendimizle konuşurken ben de orada hemen sizin arkanızdaydı her şeyi duydum dedi. İkisinin de tüyleri diken diken olmuştu. Buraya eşsiz bir cami yapmak artık kaçınılmaz hale gelmişti.
Süleymaniye Camii’nin Akıl almaz Sırları- Elmastan Minare
Mimar Sinan Böylece Süleymaniye Camii’nin yapımına başladı . 3000 esir gece gündüz demeden caminin yapımı için çalışıyordu. Caminin temel kazı çalışması bile 3 yıl sürdü. Sinan Temelli kazdıktan sonra birkaç sene temele kazık çaktı ve sonra bir sene kadar hiçbir şey yapmadan beklemeye başladı. Zeminin iyice sıkılaşmasını ve oturmasını istiyordu. Muhteşem mimari zekasıyla her şey en ince ayrıntısına kadar düşünen Mimar Sinan’ın bu bekleyişi onun cami inşasını ağırdan aldığı hatta Osmanlı’nın caminin yapımına devam etmek için yeterli gelirleri bulamadığı dedikoduların ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Dedikodular öylesine yayıldı ki İran Şahı tahmazsın kulağına kadar gitti iranç hava durumu duyunca bundan yararlanmaya çalışarak Kanuni’yi de küçümser bir şekilde kendisine özel bir notla büyük bir paket yolladı paketin içinde elmaslardan yakutlardan oluşan bir hazine vardı.
Duydum ki paran yetmemiş Kanuni bunları satıp caminin inşasına devam edin. Bizim de caminin haricinde bir katkımız olsun dedi. İran şahının bu gönderisini içerleyen Kanuni Sina’nın yanına çağırtıp mücevherleri ona verdi ve al mimarbaşı dostumuz İran Şahı caminin harcında kendisinin de katkısı olsun istemiş diyerek sözlerine devam etti. Mimar Sinan durumu anlamıştı. Kendilerini küçük gören İran şahının dileğini yerine getirerek mücevherleri gerçekten de caminin harcı için kullanmaya karar verdi. Herkesin gözü önünde ne kadar Elmas Zümrüt ve değerli taş varsa hepsini önce döve döve toz haline getirdi ve inşaatın harcının içine karıştırdı. Parıl parıl parlayan o harç Süleymaniye caminin minarelerinden birinin yapımında kullanıldı. Bu yüzden bu minareye pırlanta Elmas gibi değerli taşlar anlamına gelen Cevahir minaresi ismi verildi.
Avizelerde Yüzlerce Deve Kuşu Yumurtası
Caminin çarpıcı detaylarından bir diğeriyse içerisinde bulunan Sinan’ın Afrika’dan getirterek avizelerin arasına yerleştirdiği yüzlerce deve kuşu yumurtası. Mimar Sinan caminin en ufak bir zarar görmemesini istediğinden geniş kapsamlı araştırmalar yaparak deve kuşu yumurtasının örümcek ve akrep gibi canlıları kendisinden kaçırdığını öğrendi ve tüm camiyi yumurtalarla doldurdu.
Muhteşem Akustik Hesabı
Cami inşasının başlamasının üzerinden 7 yıl geçmişti ve iyice sabırsızlanan padişah bir ikindi vakti camiye gitti. Camiye ulaştığında ne görsün Mimar Sinan caminin tam ortasında oturmuş nargile içmektedir. Ey Sinan bu ne rezillik böyle diye çıkışır Sultan böyle mübarek bir ortamda yaptığın doğru mu. Oysa ki Mimar Sinan’ın nargilesinde fokurdattığı şey sadece sudur. Amacı Nargilenin sesini dinleyerek caminin akustiğini ölçmektir. Böylece mihraptaki imamın sesinin tüm camiye aynı oranda nasıl yayılmasını sağlayabileceğini hesaplıyordu.
Kandildeki İsler Nereye Gidiyor?
Süleymaniye Camii’nin akıl almaz sırları arasında kandil islerinin toplanması da vardır. O dönemde elektrik olmadığından 275 adet kandil ile aydınlatılan camide bu kandillerden çıkan isim camiye zarar vermemesi için yine çok ince hesaplarla isin toplanabileceği bir is odası inşa etmişti. Kandillerden çıkan is için orta kapının üzerinde yer alan bir oda tasarladı. Ortaya çıkan iz caminin içindeki akımla mihrabın aksi yönünde hareket ederek kapının üzerinde dışarıya doğru açılan dört tane küçük pencereden is odasına çekiliyordu. Odada biriken bu is bile ziyan edilmedi ve ondan mürekkep elde edildi .
Mimar Sinan geride bıraktığı eşsiz eserleriyle hala aramızda yaşamaya devam ediyor.